Dünyayı yeniden şekillendiren Covid 19 belasıyla insanlık her geçen gün yeni ufuklara yelken açıyor.

“Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” tarzında fenomen bir sözle bu dönemi açıklamaya çalışsak ta kelimeler yaşamımızdaki değişimi izah etmeye yetmeyecek.  Ve neredeyse bir yıla yaklaşan, tedavisine dair umut bulunmayan virüs tehdidi, ekonomiden, sosyal yaşama, eğitime ve diğer sağlık sorunlarına kadar komple bir insan yaşamını fizyolojik ve sosyolojik açıdan değiştirdi. Bu satırları yazmamdaki en önemli sebep İl Hıfzısıhha Kurulu’nun son genelgesi oldu. Kafelerde, spor salonlarında, lokantalarda kısacası toplu olarak bulunan alanların 22.00’de kapatılması zorunluluğu getirildi.  Bu kısıtlamanın başlamasıyla birlikte birçok işletme özellikle alkollü mekanlar çalışan sayısında düşüşe gitti. Hatta maliyetleri göz önünde bulundurarak işletmeyi kapatmayı daha karlı görenlerde var. Bunun yanı sıra diğer sektörlerde  istim üzerinde duruyor. Kısıtlamaların başlaması önümüzdeki günlerde daha radikal kararların ayak sesleri olarak yorumlanıyor. Esnaf, yine aylarca ekmek teknelerini kapatmak korkuyor. Önümüzdeki günlerde nasıl bir karar çıkacağı belli değil lakin vaka sayılarındaki artışın önüne geçilememesi durumunda yasaklar gündeme gelecek. İlk seçenekte de hafta sonları evden dışarı çıkma yasağı. Bu yasaklar vaka sayılarında düşüşe mutlaka sebep olacaktır fakat gözden kaçan nokta virüsün hayatımızın ilerleyen dönemlerinde de bizi tehdit edeceğidir. Yani kısıtlama ve yasaklar tam bir çözüm değildir. O halde ne yapılması gerekiyor. Kurallara çerçevesinde yeni dünya düzenine uyum sağlamalıyız. Şu 9 aylık dönemde maske, mesafe ve hijyen kuralları bağlamında birçok yeni huy edindik. Bu dönem geçse bile artık insanlarla kolay kolay tokalaşabileceğimi sanmıyorum. Maskesiz dışarı çıktığımda kendimi çıplak gibi hissediyorum.  Dışarıda maske takmayan biri gördüğümde ona karşı içimde bir öfke oluşuyor. 9 ayda bu seviyeye geldiysek ben birkaç sene sonra ne durumda olacağımızı kestiremiyorum.  Kısacası insanlık virüs tehdidiyle farklı bir yöne evriliyor. En hassas olanımızdan en vurdum duymazına kadar bambaşka kişiliklere büründük.