Önümüzde ki günlerde Kütüphane Haftası başlayacak.

Bizim çocukluğumuzda kütüphane denilince akla sessiz, sakin, huzurlu, kitap kokusuyla dolu ve her aradığını bulabildiğin kitaplarla dolu bir yer aklımıza gelirdi. Şimdilerde çocuklara kütüphanenin ne olduğunu sorduğumuzda sadece sözlük anlamını biliyorlar ya da büyüklerin anlattıklarıyla bir şeyler biliyorlar. Hatta o kadar ilginç ki kütüphanelere okullarda gezi düzenleniyor. Sanki bir müze ya da tarihi bir eser izlemeye gidermiş gibi. Çocuklar kütüphanenin ne olduğunu gelişen teknolojiyle birlikte unuttular. Artık aradığımız her bilgiye elimizin altındaki telefonlardan ulaşabilmek mümkün olduğundan kütüphaneye gitmek te azaldı. İnternette aradığımız her kitap hakkında ya da bir konu hakkında sayfalarca yazı olduğundan zaman içerisinde kütüphaneler de unutulmaya yüz tutacak kurumlar arasına girecek. Oysa ben şimdi bile bir kütüphaneyi bırakın bir kitapçıya bile girdiğimde kendimi farklı bir dünyada görmeye başlıyorum. Gözlerim ışıl ışıl oluyor. Hazine bulmuş kadar sevindim derler ya aynen öyle hissediyorum. Bir kitabın kağıdının dokusunu, kokusunu asla internetten okuduğum bir kitaba değişemem. Evet artık bugünlerde kitap alıp okumak bile lükse girer oldu. Kitapların fiyatları çok yükseldi. Kütüphaneden emanet kitap alabilmek için de müsait bir zaman gerekiyor. O da hafta sonu müsait olunduğundan maalesef mümkün olmuyor. Kütüphaneler hafta sonunda kapalı ve bizler bundan yararlanamıyoruz. Zaten gençlere de gidip almaktansa internetten bakmak kolay geldiği için çok fazla sorun olmuyor bu durum. İlerleyen teknolojiyle bakalım başka hangi güzelliklerimizi unutmaya başlayacağız.