Toplumların gelişmesine katkı sağlayan, ruh dünyalarını harekete geçiren büyük fikir adamları ve mütefekkirler her zaman olmuştur. Ülkemizde de son yüzyılın içinde büyük fikirlerin mayası olmuş, önemli isimlerden birisi şair, yazar ve mütefekkir Sezai Karakoç geçtiğimiz günlerde asıl mekânı olan ahiret yurduna intikal etti.

Vefatı sevenlerini ve kendisine gönül bağlayanları derinden üzdü.

Coşkulu bir kalabalık eşliğinde son yolculuğuna uğurlanan Sezai Karakoç ağabeyimiz 1970’lerden sonra dünyaya gelen bir neslin önünde bir rehber, bir yol gösterici rolü üstlenmiş önemli bir mütefekkir, şair ve yazardır. Sevenlerin duaları eşliğinde son yolculuğuna uğurlanan Sezai Karakoç hakkında söylenen çok söz var. Ama bu sözlerin içinde en anlamlısı yeri doldurulamayacak büyük bir mütefekkir, aydın ve topluma ışık saçan, omurgalı bir Müslüman kişiliğe sahip olduğunun vurgulanması olsa gerek. Sezai Karakoç gibiler kolay yetişmiyor. Ama kolayca kaybedile biliniyor. Çoğu zaman yaşarken kıymetleri pek bilinmez. Etrafına saçtıkları ışıklar pek fark edilmez. Edilse de çok kimse tarafından kıymeti bilinmez. Dolayısıyla böyle insanların yerinin dolması da çok zor oluyor. Cenaze merasimine katılan binlerce kişi Sezai Karakoç’un Diriliş muştusundan istifade eden, onun eserleriyle büyümüş, ona ve fikirlerine hayranlığını izhar etmiş kişilerden oluşmaktaydı. Son yıllarda katıldığım en kalabalık cenaze merasimlerinden birini yaşattı Sezai Karakoç bizlere. Hüzün ve burukluk gönülleri kaplamış büyük usta, şair ve fikir adamı Rabbine uğurlanmıştı. Dillerde büyük mütefekkirin şiirleri vardı. Herkes Göklerden gelen bir karar vardır edasıyla Mono Rosa’nın şairi Anadolu topraklarının yetiştirdiği kadim kültürlerin kesiştiği Diyarbakır’da dünyaya gelen Sezai Karakoç’u ebedi yolculuğuna uğurlarken büyük bir kaybın hüznü yaşanıyordu. Gönüller buruktu, yürekler üzgündü, kalpten Allah için sevilen büyük mütefekkir ve fikir insanı artık aramızda olmayacak bizlere şiirleriyle seslenemeyecek, yazılarıyla hitap edemeyecek ve en önemlisi toplumu aydınlatan fikirleriyle güneş gibi ışık saçamayacaktı. Millet olarak, büyük bir insanı kaybetmenin acısını yüreklerimizde hissetmekle kalmayacak yerinin doldurulamayacak olmasının üzüntüsünü de hep kalbimizde hissedeceğiz.  

22 Ocak 1933’de Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelen Sezai Karakoç 78 yıllık ömre birçok mana yüklü bir hayat sığdırdı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşmüş olan orta hâlli bir tüccar olan Yasin Bey’in oğlu Sezai Karakoç çocukluğunu doğduğu Ergani, Maden ve Piran’da geçirmiştir. İlkokula Ergani’ de, ortaokulu ise Kahramanmaraş Ortaokulunda parasız yatılı olarak okumuştur. Yedi Güzel Adamın memleketleri olan şairler diyarı Kahramanmaraş onun hayatında önemli bir yer işgal eder. Lise eğitimine 1947 yılında Gaziantep’te, yine parasız yatılı olarak, lise öğrenimine başlamış ve 1950 yılında Gaziantep Lisesi’nden mezun olmuştur. Aynı yıl, bünyesinde parasız yatılı kısmı bulunan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine sınavla girmiş ve bu fakültenin Maliye Bölümünden 1955 yılında mezun olmuştur. Fakülte mezuniyetinden sonra bir süre Maliye Bakanlığı bünyesinde memuriyetlk yapan Sezai Karakoç, hayatı boyunca çeşitli basın yayın kuruluşlarında yazılar ve şiirler kaleme almıştır. Türk edebiyatının en sevilen şiirlerinden biri olan ‘Mona Rosa’ ile okurları ve sevenlerinin gönlünde taht kurmuştur. Diriliş yolunda attığı adımların ilk meyvesi ve ilk şiir kitabı olan ‘Körfez’i 1959 yılında yayımlamış ve ardından 1960 yılında siyaset, düşünce ve edebiyat dergisi olarak nitelediği Diriliş’i kurmuştur. Uzun yıllar edebiyat dünyasında ses getiren Diriliş bünyesinde bütün şiir ve yazılarını toplamış Diriliş Yayınları olarak kitaplarının neşredilip topluma ve insanlara faydalı olmasın sağlamıştır.

Sezai Karakoç’un şiirleri metafizik şiirlerdir. Aslında Türk şiirinin geleneksel yapısı da metafizik bir şiir yapısındadır. Üniversitede okuduğu yıllarda sevdalandığı Muazzez Akkaya ismindeki bir hanımefendiye sevdasını anlatabilmek için kaleme aldığı Mona Rosa isimli şiiri Türk Edebiyatında büyük yankı yapmış ve Muazzez hanımefendinin isminin baş harfleri ile yazılmış akrostiş bir şiirdir.

İstanbul’da1960’lı yıllarda Diriliş yayınları ve Diriliş dergisini kurarak eserlerinin tamamını bu yayınevi altında toplamış olan Sezai Karakoç 1990 yılında güller açan gül ağacı amblemiyle Diriliş Partisi’ni kurmuş ve 7 yıl boyunca bu partinin genel başkanlığını yürütmüştür. Parti 19 Mart 1997’de üst üste iki genel seçime girmediği tespit edildiği için kapatılmıştır. O günden sonra da Diriliş sohbetleri adı altında çalışmalarını sürdürmüştür. Günümüzde birçok şair ve yazara ilham olmuş olan Sezai Karakoç Diriliş neslinin yetişmesi için çok ciddi çalışmalara imza atmış büyük gayretler göstermiştir.

Diyarbakır Ergani’de başlayan hayat serüveni 2021 yılının sonbaharında hazan yapraklarının döküldüğü Kasım ayında son bulmuş, bu fani dünyadaki yaşamını noktalamış olan Sezai Karakoç sevenlerinin büyük bir kalabalık oluşturduğu cenaze merasimi ile Rabbine doğru yolcu edilmiş oldu. Aydınlatıcı fikirlerini ve Diriliş yolunda yazdığı kitaplarını kendisini seven milyonlarca insana emanet ederek aramızdan ayrılan Sezai Karakoç’u iyi anlayabilmek için onun gibi mütefekkir ve düşünce insanları yetiştirebilmek için hiç vakit kaybetmeden kolları sıvamalıyız.

Günümüzde en büyük eksiğimiz toplumu ardından sürükleyecek aydın, mütefekkir ve düşünce insanı yetişmemesi. Bunun en temel sebebi de okumayan ve düşünmeyen bir toplum oluşumuzdur. Son yıllarda kitle psikolojisi ile hareket eder olduk. Günlük malayani işleri bir kenara bırakıp topluma ışık saçacak insanları nasıl yetiştiririz nasıl bu manada bir yol açabiliriz buna kafa yormamız gerekir. Bu doğrultuda çocuklarımız daha ilk okul çağlarında iken bir adım atmalıyız. Bu adımları atarken de Sezai Karakoç, Necip Fazıl, Nuri Pakdil gibi ismini burada zikredemediğim yazar ve fikir insanlarını tanımalarını sağlamalıyız. Çizgi romanlar ile ilk okul çağındaki çocuklarımızın hem okuma alışkanlığı kazanmalarını sağlamak hem de kendi değerlerimizi öğrenmelerini için Güneşyolu Yayıncılık adı altında hizmet veren Suat Turgut hocamızın kaleminden yayınlanan çalışmaların çocuklar ile tanışmaları sağlanmalıdır. Yakın zamanda Kahramanmaraş büyükşehir belediyesinin sponsorluğun da Necip Fazıl Kısakürek ve Diyarbakır Kayapınar Belediyesinin katkılarıyla da Sezai Karakoç’un hayatları çizgi roman kitapları yapılmış çocuklarımızın bu iki büyük şair, yazar, mütefekkir ve düşünce insanını küçük yaşlarda tanımaları ve kendilerine rol model edinmeleri sağlanmıştır. Bu emeği için Suat Turgut hocamı ve bu iki güzide çalışmanın ortaya çıkmasına ve çocuklarımız ile buluşturulmasına vesile olan her iki belediyemizin başkanları ve yöneticilerini tebrik ediyor ve kutluyorum.

Yazımı Sezai Karakoç’un büyük mana ifade eden şu iki sözü ile noktalamak istiyorum.

“Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.” “İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.”